NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
جَعْفَرُ
بْنُ
مُسَافِرٍ
التِّنِّيسِيُّ
عَنْ ابْنِ
أَبِي
فُدَيْكٍ قَالَ
حَدَّثَنِي
طَلْحَةُ
بْنُ يَحْيَى
الْأَنْصَارِيُّ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
سَعِيدِ بْنِ
أَبِي هِنْدٍ
عَنْ
بُكَيْرِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
الْأَشَجِّ
عَنْ
كُرَيْبٍ
عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ مَنْ
نَذَرَ نَذْرًا
لَمْ
يُسَمِّهِ
فَكَفَّارَتُهُ
كَفَّارَةُ
يَمِينٍ
وَمَنْ
نَذَرَ
نَذْرًا فِي
مَعْصِيَةٍ
فَكَفَّارَتُهُ
كَفَّارَةُ
يَمِينٍ
وَمَنْ
نَذَرَ
نَذْرًا لَا
يُطِيقُهُ
فَكَفَّارَتُهُ
كَفَّارَةُ
يَمِينٍ
وَمَنْ
نَذَرَ نَذْرًا
أَطَاقَهُ
فَلْيَفِ
بِهِ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
رَوَى هَذَا
الْحَدِيثَ
وَكِيعٌ
وَغَيْرُهُ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
سَعِيدِ بْنِ
أَبِي
الْهِنْدِ
أَوْقَفُوهُ
عَلَى ابْنِ
عَبَّاسٍ
İbn Abbas (r.a.)'dan;
Rasûlullah'ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Bir kimse adını
anmadan bir adakta bulunsa o'nun keffareti yemin keffaretidir. Günah olan bir
şeyi nezredenin nezrinin keffareti yemin keffaretidir. Gücünün yetmeyeceği bir
adağı adayanın keffareti de yemin keffaretidir. [Gücünün yettiği bir adağı
adayan kişi adağını yerine getirsin.] Bu ilâve bazı nüshalarda mevcut değildir.
Ebû Dâvûd dedi ki: Bu
hadisi, Veki' ve başkaları Abdullah b. Said b. Ebi'l-Hind'den, İbn Abbas'a
mevkuf olarak rivayet etmişlerdir.
İzah:
İbn Mâce, keffârât
İbn Mâce'nin
rivayetinde, hadisin, günah işlemeyi adamakla ilgili bölümü yoktur.
Bu hadis, Avnu'l-Ma'bûd
ve Bezlü'l-Mechûd'da, Kitabu'l-Eymân ve'n-Nüzûr'un en sonunda yer almıştır.
Hadis-i şerifte, izahı
gerektirecek kapalı bir durum yok. Hüküm olarak dört ayrı konuya temas
edilmektedir:
1- Adını anmadan bir
adak adayana, yemin kekffareti gerekir. Yani, ibadetin cinsini tayin etmeden
sadece, "benim nezrim olsun veya adağım olsun" diyen kişiye yemin
keffareti gerekir. Bu mesele bir sonraki hadiste gelecektir.
2- Günah bir şeyi
yapmak için yapılan adağın keffareti yemin keffaretidir. Bu konu 19. ve
devamındaki bablardaki hadisler (3289-3304) izah edilirken enine boyuna
tartışılmıştır.
3- Yapabileceği bir
şeyi adayan kişi adağını yerine getirmelidir. Tabii bu, adağın günahı
gerektiren bir şey olmaması şartı ile kayıtlıdır.
4- "Şu dağı
yerinden kaldıracağım", "Dünyayı ters çevirmek nezrim olsun"
gibi, İnsan gücünün dışında olan bir şeyi adayan kişi, hemen bir yemin
keffareti verecektir. Çünkü bu adağını yerine getirmesi mümkün değildir.
Bidâyetü'l-Müctehid'in
beyanına göre bu hüküm, âlimlerin cumhurunun mezhebidir. Böyle bir adakta
bulunana bir zıhar keffareti gerekir diyen âlimler olduğu gibi; ibâdetin
asgarisi olan bir gün oruç tutmak veya iki rek'-at namazla kayıtlayanlar da
vardır.
Ebû Davud'un ifadesine
göre, bu hadisi, Vekî' ve diğer bazı raviler Hz. Nebi'in değil de, tbn Abbas'ın
sözü olarak nakletmişlerdir.